Ana Sayfa Köyümüz Köylülerimiz Şiirler - Yazılar Galeri Rehber Basında Biz Yönetimimiz İletişim
Şiirler-Yazılar > Köyümü Özlüyorum

KÖYÜMÜZDEN BİR KESİT

 

   İnsanlar selamını esirgemeden:Köy, denince sihirli bir dünyanın içine dalıveriyorum. Her şeyin en temiz, en güzel haliyle muhafaza edildiği zamanlara doğru bir yolculuk başlıyor zihnimde. Kim bilir belki de fena halde yanılıyorum; ancak köye çocukluk çağlarında aşina olmuş herkes gibi yanağımı okşayan kusursuz ihtiyarlar ve ekmeğini kah güneş kah yağmur altında alnının teriyle kazanan samimi yüzlerle süslü bir cennet gibi geliyor bana köyüm.

   Köy deyince önce dedem kokuyor ortalık. Kırmızı toprak ve bereket yani. Ağılın harmandan yardırıp şöyle, daççalana doğru veriveriyorum kendimi. Bodur çalılıklar, tozlu yollar ve öbek öbek insanlar. Dedemin nasırlı mübarek ellerinde ellerim. Daççalanın suyu köpük köpük oluyor. Gök bir başka mavi, su bir başka berrak, toprak bir başka bereketli ve insanlar bir başka samimi geliyordu o yıllarda bana.

   Dayım, köyü anlatan bir şeyler yaz, dediğinde aklıma ilk gelen şeylerden biri de ekin zamanı ya da bağbozumu vakti komşularımızla azıklarımızı bir edişimizdi. O ne gani gönüldü Allah’ım. Bir yaban armudunun gölgesinde yufkaya sarılmış pekmez helvası, ateşten henüz indirilmiş gabaklı aş, en halisinden ayran… Bir yandan yemekler yenilir diğer yandan bugün küçücük bir örneğine bile rastlamadığım insana dair koyu sohbetler kurulurdu. Ata yadigârı hikâyeler anlatılır, nükteler yapılır ve samimi şükürlerle sofradan kalkılırdı.

   Daha az küfür edilir daha çok çalışılırdı diye hatırlıyorum. İnsanlar sabah ezanıyla birlikte kalkar, tatlı bir telaşla hazırlanılır ve hâlâ hayranlıkla hatırladığım bir tevekkülle yola çıkılırdı. Sonra sonra bozuldu düzen belki; ama eskiden toprakla kardeş gibi yaşardı köyümün insanları. Kimse kimseden muhabbetini ve selamını esirgemezdi.

   Özellikle her ikindi ve yatsı namazı sonrası kurulan sohbetlerden büyük bir haz alırdım. İşlerin azaldığı mevsimlerde camiden çıkan cemaat, birinin evinde toplanır ve ‘gaynaklı’ sohbetler ederlerdi. Bu sohbetlerden bizim eve rastlayanlarında ben çaycı sıfatıyla aralarında bulunurdum. Evvela bana samimiyetinden hiç şüpheye düşmediğim tatlı iltifatlarda bulunurlar; ardından sakallarını sıvazlaya sıvazlaya geçmiş güzel günlerin muhasebesini yaparlardı. Yokluk zamanlarını şükür için, atalarını dua için ve memleketlerini de mahsusen sevdikleri için bir başka dil ile anlatırlardı.

   Şimdi o sohbetler, o lezzetler yok maalesef. Daha tembel, daha vefasız ve daha küfürbaz olduk. Bütün kabahat toprakla rabıtamızı koparmamızda ve hırsla kirlenen niyetlerimizde bana göre. Zira benim köyüm eskiden tevazu, merhamet ve hüsn-ü zan cennetiydi.

   Geçmiş bir çırpıda anlatılamıyor. O mesut zamanlar yekpare bir gövdeyle değil de parça parça bir nur gibi düşüyor hafızanıza. Bu ilk parçaydı. Azımızı çoğa sayın gayrı. Sürç-i lisan edersek çiğliğimize verin.

YILMAZ BACAKLI
DİĞER YAZILAR
CERGELERDE DİNLENDİĞİM, GAVITLI PEKMEZLERDEN YEDİĞİM BEYANINDADIR
YILMAZ BACAKLI

GÖKDEDE ABDULLAH GUTMU ve BİR DEMLİK ÇAY
YILMAZ BACAKLI

AKÇİŞME BAĞTİMARI SÜT DEĞİŞİĞİ VE BİR RÜYA
YILMAZ BACAKLI

HAYAT BİR OYUNDUR ASLINDA
YILMAZ BACAKLI

ŞEN OLASIN TURAZYİRİ, DOLUGUYU, AYBUNAR
YILMAZ BACAKLI

Şiirlerimiz
Hikayeler
Söyleşiler
Köyümü Özlüyorum
Copyright © 2012 Konya Bozkır Armutlu Köyü.